Welcome to Our Website

CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı partisinin genel merkezinde Cumhurbaşkanlığı forslu bayrakla ağırlayacak

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 11 Haziran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırlamaya hazırlanıyor. Konuk etmeyle ilgili Hürriyet Ankara Temsilcisi

Haber Müdürü Hacer Boyacıoğlu ve İstihbarat Şefi Turan Yılmaz’dan oluşan ekibe konuşan Özgür Özel çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hürriyet’e konuşan Özel’in açıklamalarının tamamı şu şekilde:

CHP Lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı konuk edeceği CHP Genel Merkezi’nin 12. katındaki makam odasında dün, Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Haber Müdürü Hacer Boyacıoğlu ve İstihbarat Şefi Turan Yılmaz’dan oluşan Hürriyet ekibini ağırladı. Özel şu mesajları verdi:

NORMALLEŞME TEMASLARI ÇOK ÖNEMLİ

“(Cumhurbaşkanı ile) Asgari ücreti de konuşacağız, emekli aylığını da. Asgari ücrette bir düzenleme yapılmazsa bir büyük geçinemiyoruz mitingi yapacağız. Vergide adalet sağlanmalı. Çok kazanandan çok az kazanandan az. Ben eczacı kimliğiyle de milletvekili maaşımla da benden daha çok vergi alsın. Kendisine Rize’den selam da ileteceğim. Yine, kimin ne derdi varsa tematik mitingler yapmaya da devam edeceğiz. Bir önceki toplantıdan sonra 28 Şubat gelişmesi önemliydi. İkincisi de bizim genel başkan yardımcılarımızın bakanlarla görüşmesiydi. Mehmet Özhaseki ve Hakan Fidan ile görüşüldü, bugün (dün) de Yankı Bağcıoğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile görüştü. Pazartesi günü de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüşülecek. Bu dört görüşmenin ardından da salı günü biz görüşeceğiz. Bu temaslar hem bizim açımızdan hem de ülkenin normalleşmesi açısından önemli.

29 EKİM RESEPSİYONUNA GİDERİM

(Cumhurbaşkanı ile görüşmeden) En temel kazanım elde edildi, kaybedilmemesi gerekir, el sıkışmak, konuşmak. Hiçbir şey elde etmesek de bundan sonra bayramlarda Sayın Erdoğan’ı arayıp bayramlaşacağım, Devlet Bey’le de konuşacağım. Anıtkabir’de el sıkışacağız, 23 Nisan resepsiyonuna yürütmenin başı geliyorsa 29 Ekim resepsiyonuna da biz gideceğiz. Çok olağandışı şeyler olmazsa, inanılmaz bir sertleşme, hukuk, anayasa tanımazlık, artık Cumhurbaşkanı ben seni tanımıyorum diyecek bir noktaya gelirse o zaman gitmeyebilirsin, ama bugünkü şartlarda son seçimde yeniden seçilmiş, ilk seçime kadar ülkeyi yönetecek, eğer CHP Genel Merkezi’ne geliyorsa, 23 Nisan resepsiyonlarına geliyorsa, ülkenin birinci partisiyim şu anda gelip benim elimi sıkıyorsa ben de 29 Ekim’de gidip elini sıkarım. Siyasi görüşme için Külliye’ye gitmeyi tercih etmiyorum, kendilerine de söyledim, çünkü oraya ciddi itirazlarımız var, onun için karşılıklı siyasi temasların Çankaya Köşkü’nde ya da parti genel merkezlerinde sürmesinde hiçbir sakınca yok, ama 29 Ekim resepsiyonunu Cumhurbaşkanı sıfatıyla orada veriyorsa ben ona katılırım, bundan hiçbir mahsur yok.

SOKAK DİLİNE TERCÜME EDEMİYORLAR

Seçimde AK Parti’ye en çok zarar veren husus… AK Parti’de ekonomiyi sokak diline tercüme eden bir akıl, dil kalmadı, eskiden vardı. Şimdi en kötüsü geride kaldı diyor. Bu ne demek, gelecek ay daha iyi olacaksın. Ama iyi değil, hayat pahalılığı devam ediyor. Enflasyon ile hayat pahalılığı karıştırıldığı için enflasyon düşüyor lafı eskiden hükümetin işine geliyordu şimdi tam tersine, fiyatlar düşmeyince vatandaş geriliyor.

ERKEN SEÇİM TALEBİMİZ YOK

Çok kısa vadede, hatta orta vadede olumlu bir senaryo için kimsenin elinde bir reçete yok. Sayın Erdoğan’ın da 4 seçimsiz yıl tekrarı bundan kaynaklanıyor. Zamanından evvel yapılacak her seçim iktidar için son derece dezvantajlı, onlar da bunu görüyorlar. Benim seçim gecesi ‘seçim istemeyeceğiz’ dememin nedeni şu, biz oyu bütün partililerden istedik, şimdi 31 Mart’ı araçsallaştırıp hemen erken seçim isterseniz seçmen ‘ya bunlara da güvenilemez’ der. O yüzden 31 Mart’tan dolayı bir erken seçim talebimiz yok. Ama ekonomideki kötü gidişat ve müzakere ettiğimiz hiçbir yerde mesafe alınamazsa, sokaktan erken seçim talebi gelirse onu dillendirmek de muhalefet olarak bizim görevimiz.”

BURADA OTURACAĞIZ

– Özgür Özel, Erdoğan’ın merakla beklenen iade-i ziyaretine ilişkin, “Burada oturacağız” diyerek şunları söyledi: “(Oturduğu koltuğu işaret ederek) Bunun bir ikizi daha var. (Ortadaki yuvarlak küçük masayı işaret ederek) bu masanın yanında bu iki koltuk olacak. Cumhurbaşkanı Türk Bayrağı, ben CHP Bayrağı tarafında oturacağım. Cumhurbaşkanı geldiği için Türk Bayrağı’nda Cumhurbaşkanlığı Forsu da olacak. Onu Cumhurbaşkanlığı’ndan istedik. Çünkü kanunda yazılmış her şeyi, kanuna uygun bayrak talep ettik. Partimizin çok engin devlet birikimi var, hatta devletin partisi gibi görüyor bazıları ama çok uzun zamandır devlet tecrübesi yok, onun için de soruyoruz.

NE İKRAM EDİLECEK

Cumhurbaşkanı geldiğinde binada yapmamız gereken ne var diye de sordum. Örneğin, kendisine CHP Bayrağı tarafında oturmasını teklif etmemin nezaketsizlik olacağı söylendi. (Ne ikram edeceksiniz sorusuna karşılık da) Kendisine sorarız tabii. Ama burada başka yerde olmayan birkaç şey var, mesir çayı, mor reyhan çayı, keçi boynuzu çayı gibi.”

ANITKABİR’DEKİ GÖRÜNTÜDEN RAHATSIZ OLURDUM

– “Normalleşme birkaç yönden önemsediğim bir mesele. Bugüne kadar siyaset tarihi yazılırken ben bir yardımcı figürdüm. CHP’de Grup Başkanvekili, sonuçta partinin yönetiminde değil yasama kanadında görev alan biriydim. Bundan sonra ise genel başkan yani ana figür olarak tarihte o fotoğrafın içinde yer alacaksınız. Ve yıl 2024, siyasilerin haftada birbirlerine iki hakaret davası açtığı, tokalaşmadığı… Anıtkabir’deki şu görüntüden çok rahatsız olurdum, el sıkışılmıyordu, bunun haklısı haksızı olmuyor. Sonuçta o fotoğrafın içinde yer alıyorsunuz.

O ARKA ODAYA ÇOK EMEĞİM VAR

Meclis’te ise farklı şeyler oluyordu. Meclis Başkanlık Divanı’nın arkasındaki odada bütün partiler oturup çay içip ymek yemeye başladık. Eskiden orası da çok gergindi. Sadece kavga olunca oraya gidiyorduk. Biz aslında normalleşmeye Meclis’in o arka odasında başladık. Bazen AK Parti ve MHP grup yöneticilerinin bile gerginleştiği anlar olurdu, onların bile arasını bulduğum anlar oldu orada. AK Parti’den Doğan Kubat vardır, onun da çok önemli katkıları oldu. Orada geçirdiğimiz 9 yılda herkesin gidip birlikte çay içip yemek yenilen bir yer oldu. Örneğin, DEM’li Başkanvekili yemek söylüyor, AK Partilisi, MHP’lisi birlikte orada yemek yeniyordu. O odaya çok emeğim var. Çünkü, Meclis’in en uzun süreli Grup Başkanvekilliği yapan 3 kişisinden biriyim. Siyasetin normalleşmesi o odadan başladı.”

KENDİNİ KANDIRMAK OLUR

– “Yerel seçimi bahane edip, ‘birinci partiysen erken seçim isteyeceksin’ demek, 31 Mart’taki başarıyı topyekün partiye bir teveccüh ya da CHP’deki değişime destek gibi algılamak olur, bu kendini kandırmak olur. 31 Mart’ta yönetimin değişmesinin, genel başkanın, doğru aday belirlemenin, adayların payı var, özellikle makro adaylar vardı, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Mersin, Adana, Antalya, AK Parti’den aldığımız belediyeler… Bunların yeniden seçilmeleri geçmiş 5 yıldan vatandaş memnun demek, yine örgütün inanmasının payı var, ilk kez CHP örgütü seçimi kazanacağına inandı her şeye rağmen, seçmen kadar örgüt de konuştu, örgüt motive oldu, ekonominin de payı var. Hepsinin etkisi var, hiçbirini birbirinden ayırmıyorum.”

BEN ESKİDEN ‘GLADYATÖRDÜM’

-Özgür Özel normalleşme sürecini anlatırken yatılı okul yıllarından örnek verdi: “Ben yatılı okulda büyüdüm. 10 yaşımdan 17 yaşıma kadar. Okul arkadaşlarım da hep, ‘Siyasette seni kavgacı biliyorlar’ derler. Normalde ben okulun en şakacı, en mülayim, en az kavga eden, herkesle iyi geçinen, asla kin gütmeyen, en hızlı barışanıydım. Genel Başkan olana kadar herkes beni öyle sanıyordu. Görevim oydu, gladyatördüm ben eskiden. (Meclis’te) Bir arena var orada, bir savaş var. Tayyip Bey siyaseti her yerde yapabiliyor ama diğerleri sadece Meclis’te yapabiliyordu çünkü alanlar kapalıydı. Kimse kendisi gibi olamaz orada, senden beklenen neyse onu yapacaksın. Bir gladyatör normalleşebilir mi? Biz yine arkada çok iyi ilişkileri sürdürüyorduk ama örneğin 9 saat süren bir oturumda ne güzel sözler söylemişsin, ne önemli katkılar vermişsin ama televizyonlar 40 saniyelik kavgayı veriyordu.”

CUMHUR İTTİFAKI’NDAN YÜZDE 15 OY GELDİ

– “Yüzde 25’lik bir partinin kutuplaşmayla alabileceği hiçbir sonuç yok, büyüyemiyorsunuz kutuplaşırken. O çok kolay bir muhalefet anlayışı, yüzde 38’i muhalefetin oyu olarak görürseniz haklısınız ama bunun içinde, araştırma şirketlerinin sonuçları geliyor, en son Konda da geldi, Cumhur İttifakı’ndan ilk kez CHP’ye gelen yüzde 15 oy var. Kutuplaşarak bir yere gidemeyeceğimizi düşünüyorum.

22 YIL KUTUPLAŞTIK

Bazıları, ‘tam kutuplaşacak zaman normalleşiyorsun’ diyor. Ben anlamıyorum, 22 yıldır kutuplaştık ulaştığımız yer belli. Seçimde ilk otobüsün üzerine çıktığımda, ‘Kimseyle kavga etmeyeceğim, muhalefete muhalefet etmeyeceğim, Tayyip Bey, Devlet Bey benimle kavga etmek istiyor ben etmeyeceğim, sadece sizin sorunlarınızı dillendireceğim, sizin gündeminizde olmayan hiçbir şey gündemimde olmayacak’ dedim, en çok alkışı burada aldım.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir